Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
“Dikkat
eksikliği nedir?” sorusunun bilimsel olarak karşılığını tam olarak bilmeden
“çocuğumda dikkat eksikliği var” diyen ailelerimize rastlıyor olmak
üzücü. Çocuğunuz için veya kendiniz için tahmin üzerine çocuğunuza “hiperaktif”
teşhisi koymak doğru değildir!
Aşırı
hareketli olma, dikkat ve konsantrasyonda bozulma, dürtüsellik şeklinde açığa
çıkan psikiyatrik sorunlardan biridir. Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite
Bozukluğu(DEHB), kişiyi ömür boyu takip edebilecek bir bozukluktur. Dikkat
eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocuğun yaşamı boyunca yaşam kalitesini
etkileyebilecek büyüklükte bir problemdir. Özgül öğrenme güçlüğü olarak bilinen
3 ana güçlük; disleksi, diskalkuli ve disrafi genellikle
dikkat eksikliği ile birlikte gözlemlenir.
Dikkat Eksikliği
Belirtileri;
§ Önemsiz
olan uyaranlardan etkilenip asıl yapmış olduğu işten kopmak
§ Sürekli
hatalar,yanlışlar yapmak ve dalgınlık şeklinde gözlemlenen sakarlıklar yapmak
§ Dikkat
ve konstanstrasyon gerektiren oyun veya aktivitelerde başarısız olmak
§ Oyun
ve işler arasında hızlı geçişler yapmak; biri bitmeden başka bir diğerine atlamak
§ Herhangi
bir konuşma sırasında karşıdakini adeta duymamak, anlatılanları akılda
tutamamak
§ Unutkanlık
§ Görev
ve sorumlulukları sürekli ertelemek
Hiperaktivite Belirtileri
§ Aşırı
hareketlilik, oturduğu yerde duramama.
§ Aşırı
konuşma
§ Mobilyalara
veya tırmanma amacı taşımayan nesnelere tırmanma
Kısaca
sizlere Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğuna yukarıda kısaca değinmek
istedim. İsterseniz şimdi Ergoterapistler olarak biz DEHB’na nasıl bakıyoruz ve
hangi çocuklarımız Ergoterapiye ihtiyaç duyar bunlara bakalım;
İnsanlar duyuları
aracılığıyla vücutlarından ve çevrelerinden gelen uyarı alırlar ve bu süreç her
daim hiç durmadan devam eder. Uyaranların duyu organlarımız tarafından alınıp
beyne iletilmesi sürecine duyu süreci denir. Bu bilgilerin merkezi sinir
sistemimiz tarafından alınıp bu bilgilerin organize edilip,anlamlı bir hale
getirilmesi sürecine ise algı süreci denir. Davranışlarımız tipik olarak amaca
yöneliktir ve bu davranışları ortaya koyabilmek için iç ve dış uyaranlara
ihtiyacımız vardır. Uyaran gereksinimlerimiz ne kadar doğru ve düzgün bir
şekilde karşılanıyor ise çevreye de o kadar düzgün bir şekilde uyum sağlarız.
Bu nedenle duyusal sistemimiz duygularımız,öğrenimimiz,davranışlarımız ve
günlük yaşam becerilerimiz için temel niteliğindedir.
Merkezi sinir sistemimiz
uyaranları algıya dönüştürürken çok ama çok önemli olan iki tane sistem
kullanır. Bunlardan birincisi hangi uyaranı algıya dönüştüreceği
bilgisidir.Bizler bu bilgi sayesinde gerekli olan uyaranı seçip kullanırız.
İkinci sistem ise gereksiz
olan uyaranları ihmal edebilmemizdir. Gün içerisinde hiç durmaksızın uyaranlara
maruz kalırız. Eğer bizler gelen tüm uyaranları algıya dönüştürüyor olsaydık
beynimiz bir çöp konteynırına dönerdi.
Ama merkezi sinir
sistemimiz gereksiz uyaranları bastırabilme(ihmal edebilme) yeteneğine sahiptir.
Bu gereksiz uyaranları
bastırabilme yeteneğine duyu modülasyonu denir.
Duyusal modülasyonda
zorlanma yaşayan çocuklarımızda; duyusal hassasiyetler,odaklanma ve dikkati
sürdürme zorlukları çok sık görülür.
Modülasyon da zorlanma
yaşayan çocuklarımızın yaşadığı bir diğer problem ise etraflarından ve vücutlarından
aldıkları uyaranları düzgün bir biçimde filtreleyemediklerinde ortaya çıkar.
Merkezi sinir sistemi
uyaranları doğru bir şekilde analiz edemediği zaman, stabil olmayan bir
uyarılma seviyesi ile karşılaşırız.Bu durum da ya ortama uygun olmayan fazla
yüksek bir hareket seviyesine ya da tam tersi düşük bir hareket seviyesine
neden olur.
Bu alandaki hedeflerimiz,
stabil bir hareketlilik seviyesi sağlamak,hedefe odaklanma süresini
artırmak,hedefe odaklanırken gereksiz uyaranları ihmal edebilme ve
bilgilerimizi kullanabilme yeteneği geliştirmektedir.
Birçok yapılan
araştırmalara da baktığımız zaman Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
ile Duyusal İşlemleme Bozukluğunu birbirinden ayırmamamız gerektiği ve DEHB’nin
altında yatan temel nedenin duyusal işlemleme bozukluğu olduğu sonucuna
ulaşılmıştır.
Ergoterapist
Enes TUĞRUL
Yorumlar
Yorum Gönder